4 Şubat 2017 Cumartesi

Kediler #7 Kendime yeni bir ben lazım #8


Hafta sonunda çelınc kaynamasın, 2 soruyu birden yanıtlayayım. 

Obi Paşa
Hayvan olsam kedi olmak isterdim. Bir kedi gibi özgür, rahat, başına buyruk ve keyfine düşkün olabilmek şahane değil de ne? Dokuz tane can da cabası. Hep derler ya, kediyle birlikte yaşamak kediye sahip olmak filan değil, sen onun değil o senin sahibin :) Seninle yaşamak isterse yaşar, yoksa vınnn!

Hava soğuk mu, sobanın yanına kıvrılayım, mamam önümde suyum arkamda; mis. Günde 16 saat uyuduğum bilimsel olarak da kanıtlanmış, kim tutar beni... Kafamın sığdığı her yerden geçebiliyorum, kim engelleyebilir her yere burnumu sokmamı? Karanlıkta da görebiliyorum, oh geceler benim! Kendimden büyük hayvanlara bile kafa tutabilme cesaretim de bonus. İnsanlar ne kadar istemezse istemesin, bir yolunu bulup kendimi sevdiriyorum. Gırlıyorum, mırlıyorum, hop kucaktayım. İstemediklerime ise basıyorum patiyi, ısrar edene çakıyorum tırmığı... Kuyruğumla anlatıyorum zaten derdimi, canım konuşmak istemiyorsa miyavlamama bile gerek yok. "Ay n'oldu, neyin var?" diyen baksın kuyruğuma anlasın yani sinirli miyim, mutsuz muyum; hayret bir şey. 

Kimseye görünesim, kimseyi göresim yok mu; anında kaybolur, sıvışırım.


Şevkat mi arıyorum, hareketim belli; fittin fittin, yoğur dur... Süt kimin umurunda, bedavadan masaj yapıyorum bir de bana nankör diyor bu insanoğlu.




Valla olmak istediğim kişinin hayatı iyi gibi görünse de, belki hiç de göründüğü gibi değildir. İçi seni dışı beni yakar. O yüzden yine bildik tanıdık olarak, kendim olmak isterdim. Az çok tanıyorum kendimi, çok fena insan değil. Şahane olduğumdan mı yine kendim olayım diyorum, yok tabii ki değil. Zayıf olduğum, sevmediğim, lanet ettiğim bir sürü özelliğim var. Herkesin kendince duvarları, sırları, yaraları, dokunulmazları, karanlık yanları var. 

Sevmediğim özelliklerimin bazılarını biliyorum, bazılarının belki hala farkında değilim. Bazılarını törpülemeye çalıştım, bazılarını bir türlü değiştiremiyorum. Başkalarını tanımak için harcadığımız eforu, kendimizi tanımak için harcamıyoruz sanırım. Ki bence en zoru kendini tanımak. İnsan içinde ya kayırıyor kendini, ya fazla zalim davranıyor kendine. Birbirini tanıdığını zanneden bir sürü insan da ne kadar emin tanıdığından, bilemiyorum. Kendimiz olabilmek, mühim şey. "Kendini kaybetmek" diye bir laf var ya hani, hah; bence daha zoru "kendini bulmak". Ve kendini sevmek. Kendiyle barışık olmayan başka birini nasıl sevip kabullensin?


Yine kendim olayım ama aynı ben olarak değil. Misal, daha iyi bir ben olayım. Ne bileyim daha iyi, daha cesur, daha sabırlı... Daha az detaycı. En azından yeni sürüme geçme ya da kendimi güncelleme şansım olsun. Elime geçen fırsatları değerlendirebileyim, yaralarımı iyileştirebileyim. Mutlu olabileyim ki mutlu edebileyim, eksilmeyip çoğalayım... Di mi ya? Öyle işte. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder